Maserati elektrikle büyümeye devam ediyor

Geçtiğimiz hafta Maserati Türkiye davetiyle Abu Dabi‘deki dünyaca ünlü F1 Pisti Yas Marina’daydım. Özellikle yaz mevsiminde ve formula 1 dönemlerinde burası Dünya jet sosyetesi uğrak yerlerinden biri. Ayrıca Abu Dabi kültür sanat ve konser tarafında da kendini çok geliştirmiş. Yas Marina ise bir ada üzerine kurulmuş ortasında bir otel olan çok hızlı bir pist. W Hotel’in misafirleri otellerinin balkonundan yarışı izleyebiliyor ve bu heyecanı odalarından takip edebiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri İtalyan marka Maserati için oldukça önemli çünkü burada lüks ve hızlı otomobiller kimseyi şaşırtmıyor. Dünyanın pek çok ülkesinden Maserati kullanıcıları, gazeteciler bu pist aktivitesi için hazırdı. Ben de Türkiye’den katılan tek şanslı basın mensubu olarak piste çıkacağım anı bekliyordum.

Öncelikle markanın kişiselleştirme seçkisinin sunulduğu bir alanda Maserati müşterilerine sunulan detaylar, malzeme seçimleri, renk opsiyonları, jant seçenekleri gibi kişiselleştirme uygulamaları sergilendi. Bunun yanısıra Sonus Faber imzalı müzik sistemi içinde bir deneyim alanı vardı. Hemen piste geçtik Maserati GranTurismo modeli için kaskımı takmış ellerimdeki heyecanı sakinleştirmeye çalışıyordum. Yaklaşık 5.2 kilometrelik pist oldukça hızlı, dokuz sol, yedi sağ viraj ve 12 metre genişlik fazlasıyla keyifli. Peki otomobil? 110 yıllık motorsporları geçmişi olan, Mille Miglia’dan tutun motorsporlarının her yerinde adından söz ettiren mızraklı marka, Trident yani Neptün’ün mızrağını gururla taşımaya devam ediyor. Targa Floria’da daha 1920’lerde 300 km’yi aşan markanın 2025 yılında daha azını yapması beklenemez. Seri halde virajlar geçerken, V6 Nettuno motorun kendine has patırtısı nabız yükseltiyor. 3.9 saniyelik 0100 km hızlanması ve 490 HP’lik güç, size adeta “ne kullandığını unutma 110 yıllık mirasın direksiyonundasın” diyor.

Nabzım oldukça yüksek bir şekilde iniyorum ve sakinleşmek için MC20 Cieolu’yu izliyorum. Ona bambaşka bir parantez açmak lazım yukarı açılan Martı kanat kapılar karbon dev jantlar, akıl çeliyor. Tam o sırada benim aklımın gittiğini gören Maserati ekibi hemen beni davet ediyor koşarak kaskımı takıyorum ve geçen sene adından çokça söz ettiren ve markanın Formula E ile birlikte motorsporları yüzünü temsil eden GT2 modelinin sağ koltuğuna kuruluyorum. Arkadan itişli aktarma, 640 hp 0100 km hızlanması 2.8 saniye olan bu modele aşık olmama yetiyor. 720 Nm tork acayip bir itme gücü oluştururken karbon seramik frenler her virajda boynumda yeni bir kasın oluşmasına sebep oluyor.

Maserati müşterisi gençleşiyor

Sürüşün ardından biraz pazarı ve markayı konuşmak için Maserati’nin yurtdışı pazarlardan sorumlu yöneticisi Philippe Claverol ile buluşuyoruz. Claverol öncelikle SUV ve elektriklenme felsefesinin markayı gençleştirdiğini söylüyor. Tabii ki benzin tutkunu Maserati kullanıcıları var ama yeni bir kitle ile tanıştıklarını ifade ediyor ve bundan dolayı çok mutlu Marka.

Türkiye ise hem gelişen hem de çok sevilen bir market Maserati için, hatta Claverol “ yüksek vergiler olmasa potansiyel çok daha fazla eğer yöneticilerden birini tanıyorsanız vergileri indirmesini rica eder misiniz” diyerek ülkemize ne kadar hakim olduğunu gösteriyor. SUV ve elektrikli modellere yatırım yapmaya devam edeceklerini söyleyen Fransız yönetici, “ elektrikli modellerdeki yükseliş istenildiği kadar hızlı olmasa da gelecek elektrikte çünkü benzinli motorlarında bir elektrik motoruna ihtiyacı var” dedi.

Türkiye’de çok sıkı koleksiyonerlerin olduğuna dikkat çeken Claverol’a Çinlileri soruyorum. Oldukça açık yüreklilikle “ bunun benzerini daha önceden Kore ve Japonya’da gördük. Nihayetinde rekabet etmekle birlikte uzun vadeli stratejiler ve güçlü markalar önemli oluyor dolayısıyla bizim pozisyonumuz her zaman kuvvetli” diyor. Alternatif yakıtların şimdilik çok pahalı olduğuna da dikkat çeken Claverol, Formula E ve GT’deki başarılarımız bizi yaptığımız işte devam etmemiz konusunda cesaretlendiriyor” dedi. Ben de Abu Dhabi’den özlediğim egzoz sesleri, “ah Türkiye’de de Formula 1 olsa” hüznüyle geri dönüyorum.

80 metrelik Al Reem suya indi

Türkiye’nin en önemli tersanelerinde biri olan Bilgin Yacht 2025 yılına hızlı girdi. Al- Reem adındaki 80 metrelik süperyat suya indi. Pruvasında Türk bayrağının olması, Denizciliğe gönül vermiş bizim gibileri gururlandırırken Türkiye’nin tersaneciliği açısından da önemli mihenk taşı oluşturdu. Dış tasarımı Unique Yacht Design tarafından tasarlanan Al Reem, serinin en genci. 2020 yılında üretilen Tatiana isimli süper yat Türkiye’nin o dönem için ürettigi en büyük süperyattı. 1758 Gros Tonluk Süperyat Tatiana’dan 100 GT daha fazla. Kız kardeşine oranla %20 daha geniş bir iç mekan tasarımı ile üretilen yat özellikle tikleri ve tekne sahibinin isteğiyle daha fazla dış oturma alanı ile dikkat çekiyor. Bilgin Yacht hali hazırda 12 üretim yaparken büyümesini de sürdürüyor. Markanın Ticari Direktörü Berkay Yılmaz da “yeni süper yat tasarım ve detaylarıyla diğer kardeşlerinden ayrılıyor” dedi. Deplasman gövdeli, 80 metre uzunluğundaki Alüminyum çelik süperyat, 168.000 LT yakıt kapasitesi, 2560 x2’lik MTU makineleri 5000 mil seyir kapasitesi ve 15 knots’lık ideal seyir hızıyla mavi sularda dikkatli gözleri üzerine çekecek.

Dubai’de taksi kazıklar mı?

Dubai’de taksiye bindikten sonra biz İstanbul’da neye biniyoruz, turistlere neler yaşatıyoruz bunu kaleme almak istedim. Burada taksilerin pek çoğu Lexus, evet yanlış duymadınız bizim için oldukça lüks bir marka fakat Dubai için oldukça normal. Eğer o yoksa Toyota Camry ile gidiyorsunuz. Online uygulamalar var. Kolaylıkla kapınıza geliyor. Kredi kartına ekstradan ücret ödeme ön kapora taksit yok. Dolandırılma korkunuz yok çünkü her takside kolaylıkla ihbar edebileceğiniz bir geri bildirim sistemi var. Zaten burada kimsenin öyle bir dolandırma niyeti de yok. Mesela emirliklerden biri olan Abu Dabi’den Dubai’ye yaklaşık 105 km.lik mesafe için ödediğim para 200 dirhem yani 2000 TL. Arabalar temiz hepsi klimalı. Türkiye’de bildiğimiz otomobillerin kalitesini ve karşılığını da aldığımız hizmeti düşününce turistlerin en büyük çekincesi taksi olmasına bir Türk vatandaşı olarak hiç şaşırmıyorum.